blogumuzda aramak istediğiniz herşey;

17 Mayıs 2010 Pazartesi


Dikkat! Çocuğunuz yemek yemiyorsa...
Yemek yememe probleminin çocuklarda 2 yaş civarında görüldüğünü dile getiren Günbey, yemek yemeyen çocuklarla anne ve babaların inatlaşmaması gerektiğini ifade etti. İnatlaşmanın problemi daha da artıracağına vurgu yapan Günbey, "Yemek yeme konusunda ailenin aşırı hassasiyetini gören çocuk, zaman içinde yemek yoluyla tüm isteklerini yaptırabileceğini öğrenmekte ve bu durum aile ile çocuk arasında ciddi iletişim problemlerine yol açmaktadır. Çocukluk döneminde sağlıklı beslenme davranışı geliştiremeyen kişilerde ileriki yaşlarda da çeşitli beslenme problemleri görülebilmektedir. Beslenme her canlı için doğal bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyacın bebeklikten itibaren keyifli ve mutlu bir ortamda gerçekleşmesi çocuğun tüm hayatını etkileyecek beslenme davranışının gelişmesinde rol oynamaktadır. Anne- babanın, bakıcının, masada yemek yeme biçimleri, yemek sırasındaki konuşma ve davranışları çocukların doğru yemek yeme alışkanlığı kazanmasında önemli bir rol oynamaktadır." diye konuştu. Annenin eğitim düzeyinin çocuktaki beslenme alışkanlığını etkilediğine dikkat çeken Günbey, "İştahsız, yemek seçen annelerin çocuklarında da benzer davranışlar gözlenmektedir. Yine beslenmede tekdüzelik çocuğun beslenmesini olumsuz etkilerken, annenin eğitim düzeyi ve çalışıyor olması çocuğun beslenmesini olumlu yönde etkilemektedir. Doğum sonrasında psikolojik ve fizyolojik değişimlerle şekillenen beslenme davranışı, bebeğin nörolojik gelişimi ile paralel olarak değişim göstermektedir." ifadelerini kullandı.



Çocuklara beslenme alışkanlığının kazandırılması gerektiğini kaydeden Günbey, çocuklara doğru beslenme alışkanlığı kazandırmak için izlenmesi gereken stratejileri şöyle sıraladı: Yemek porsiyonları anne-babanın ölçüsüne göre değil, çocuğun kendi gereksinimlerine ve yaşına uygun olarak hazırlanmalıdır. Çocuk gerekenden fazla yemeye zorlanmamalıdır. Çocuğun yemeğini yemesi için yeterli zaman verilmeli, ancak bu süre yarım saatten fazla olmamalıdır. Çocuklar dönem dönem bir gıdaya aşırı düşkünlük gösterirken, bir diğerini reddedebilir. Bunun geçici bir süreç olduğunu bilmeli ve bir süre sonra hiç yemediği gıdayı farklı bir şekilde sunarak tekrar denemelisiniz. Yiyecekler çocukların kolay tüketeceği şekilde hazırlanmalıdır. Küçük dilimlenmiş havuç, salatalık, küçük şekil verilmiş köfte, sigara böreği, çizgi film kahramanlarından esinlenerek hazırlanmış, kurabiye, kek vs.. çocuklara yemeği eğlenceli bir hale getirebilir. Kendi yaşıtları ile grup halinde yemek yemek, özellikle yemek seçen çocukları farklı tatları denemek konusunda cesaretlendirebilir. Çocuklar anlatılanı değil, gördüğünü taklit eder. Bu yüzden anne- baba ve bakıcı gibi çocuğun bakımından sorumlu kişilerin kendi beslenme davranışlarına dikkat etmeleri gerekmektedir. Çocuklar bazı besin gruplarını yemeği reddedebilir. Örneğin süt içmek istemeyen bir çocuğa süt, bir başka şekilde sunulabilir (yoğurt, sütlü bir tatlı, peynir, meyveli süt vs..). Yine sebze yemeyen bir çocuk için sebze, köftenin içinde, böreğin veya makarnanın içinde onun için daha eğlenceli bir hele getirilerek verilebilir. Et yemek istemeyen bir çocuğun alması gereken protein, yumurta veya kuru baklagiller verilerek desteklenebilir. Ekmek yemek istemiyorsa, makarna, patates, bulgur gibi diğer tahıllı gıdalarla alması gereken kalori desteklenebilir. Çocuğun besin seçimindeki öncelikleri dikkate alınarak farklı tat, farklı renk ve çeşitlilikte besinler hazırlanmalıdır. Sağlıklı beslenmeyi sağlayacak sonsuz sayıda besin birleşimi yapılabileceği unutulmamalıdır. Anneler yemek konusunda yaratıcı olmalı ve yemek saatlerini çocuk için eğlenceli bir hale getirmelidir. Yemek saatlerinin tüm ailenin katılımının sağlandığı, faydalı sohbetlerin yapıldığı, çocuğun hoş vakit geçirdiği saatler olmasına özen gösterilmelidir